Gıda ve Tarım Konusunda Dünyada Büyüyen Pazarlar
Özellikle COVID-19’un ortaya çıkmasıyla birlikte dünya ekonomisinin merkezinde yer alan ülkelerde birtakım unsurlar ön plana çıktı. Virüsün özellikle şubat ve mart aylarında etkisini göstermesiyle birlikte meydana gelen panik ve korku hali insanların gıda stoklamak amacıyla marketlere akın etmesine sebep oldu. Bunun doğal bir sonucu olarak ise ev içi tüketim oranı ve mevsimlik işçi ihtiyacı artış gösterdi. Bütün bunların bir sonucu olarak ise tarım ve gıda konuları bir kere daha dünya gündeminde kendileri için yer edindi. Peki, bu durum hangi pazarları ne şekilde etkiledi? Özellikle Dünya Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) hazırlamış olduğu raporlar neticesinde bu konuda detaylı bir şekilde bilgilere değineceğiz.
Dünya Gıda Sektörünün Genel Görünümü
Küresel ticaretin tarımsal ürünler ve gıda hususunda gelişmesi, yirmi birinci yüzyılın başlarına dayanmaktadır. Bu dönemde son derece önemli bir hal alan tarımsal ürün ve gıda sektörü, özellikle 1995 ile 2018 yılları arasında 2 kattan fazla artmıştır. Sayısal bir örnekle açıklamak gerekirse, küresel boyutta gerçekleştirilen tarımsal ürün ve gıda ticareti hacmi 680 milyar ABD doları olarak açıklanmıştır. 2018 yılında aynı ürün skalası çerçevesinde gerçekleştirilen küresel ticaret ise 1,5 trilyon ABD doları olmuştur. Bu oran 2019 yılında da yakın bir seviyede seyir izlemiştir. Bu tutar ise genel dünya ticaret hacminin %7,5’inin üstünde olması anlamına gelmektedir.
Genel itibariyle tutarlı bir şekilde gerçekleşen büyüme hacmi, kimi dönemlerde çeşitli sebeplere bağlı olarak aşırı bir seyir izlemiştir. Örneğin 2007-2008 yıllarında meydana gelen krizle birlikte söz konusu büyüme zirveye ulaşmıştır. Bununla birlikte 2008 yılında meydana gelen mali kriz, bu durumu tersine çevirerek küresel bir durgunluğun ortaya çıkmasını beraberinde getirmiştir.
Özellikle 2008 yılında yaşanan durgunluğun meydana getirdiği tedirginlik hali 2010-2011 yıllarında kısmen de olsa ortadan kalkmış, bu yıllarda emtia fiyatlarının yeniden artışa geçtiği gözlemlenmiştir. Ancak özellikle belirtmekte fayda vardır ki 2010, 2011 yıllarında meydana gelen emtia fiyat artışına rağmen Çin Halk Cumhuriyeti gibi gelişmekte olduğu bilinen ülkelerde fiyatlar ciddi bir boyutta etkilenmeye devam etmiştir. Bunun temel nedeni ise 2008 yılında meydana gelen krizden, gelişmekte olan ülkelerin daha şiddetli bir şekilde etkilenmiş olmasıdır. 2016-2018 yıllarında ise fiyatlar yine artış eğilimine girmiştir.
Tarım ve gıda ticaretinden genel olarak en yüksek payı alanlar, bilindiği üzere yüksek gelirli ülkelerdir. Buna karşılık özellikle 2000’li yılların başından bu yana orta üst ve orta alt gelir kapsamında yer alan ülkelerin de küresel tarım ve gıda ihracatı payları artış eğilimindedir. İstatistiksel olarak açıklamak gerekirse; orta üst ve orta alt gelir grubuna dâhil olan ülkelerin tarım ve gıda ürünü ihracatı 2001 yılında %25 dolaylarındadır. Bu oran 2018 yılına gelindiğinde %36’ya kadar çıkmıştır. Buna karşılık düşük gelir grubu içerisinde yer alan ülkelerin payları ise genel olarak %10 dolaylarında bir seyir izlemiş ve neredeyse hiç değişmemiştir.
Tarım ve Gıda Ticaretinde Paylar
Tarım ve gıda ticaretinde şüphesiz en büyük pay, işlenmiş gıda ürünlerine aittir. 1995 ve 2000 yılları arasında işlenmiş gıda ürünlerinin sahip olduğu bu pay hiç değişmemiş, 2000 yılı ve sonrasında ise ciddi bir değişikliğe uğramıştır. Özellikle 2000 yılında işlenmiş gıdanın toplam tarım ve gıda ticareti içerisindeki payı %70 dolaylarına çıkmıştır. Bu oran 2018 yılında ise %76’ya yükselmiştir. Bu oransal artışın yaklaşık olarak %3,4’e denk geldiğini söylemek mümkündür.
Yukarıda tarihsel bir süreç halinde gıda ve tarım ihracatına küresel bir bakış atılmıştır. Peki, bu ihracat içerisinde en yüksek paya ait olan ilk 5 ülke hangileridir? Özellikle 2000 ve 2019 yılları için ele alınmış oranlar ve tutarlar aşağıda verildiği gibidir.
2000 Yılı En Yüksek Gıda ve Tarım İhracatı Yapan Ülkeler
2000 yılı toplam ihracat hacmi 430.043 milyon dolardır. Bu ihracat hacminin;
- %40,58’ini AB ülkeleri,
- %12,64’ünü ABD,
- %7,68’ini Hollanda,
- %5,77’sini Almanya,
- %2,98’ini ise Brezilya oluşturmuştur.
2019 yılı toplam tarım ve gıda ürünleri ihracat hacmi 1.528.267 milyon dolardır.
- AB ülkeleri, 553.999 milyon dolarlık ihracat hacmi ile dünya payının %36,25’ini,
- ABD 135.940 milyon dolarlık ihracat hacmi ile dünya payının %8,9’unu,
- Hollanda 92.933 milyon dolar ile dünya payının %6,02’sini,
- Almanya 80.664 milyon dolar ile dünya payının %5,28’ini
- Brezilya ise 76.346 milyon dolar ile dünya tarım ve gıda ihracatı payının %5’ini almıştır.
Dünyada Gıda Sektöründe Var olan Eğilimler
Gıda sektörünü etkileyen birçok faktör vardır. Eğilimlerden önce bu faktörlere değinmek daha sağlıklı olacaktır. Söz konusu faktörler, aşağıda verildiği gibidir.
Gelir
Ekonominin küresel boyutta gelişmesi, bütün gelir grupları açısından gıda harcamalarının bitkisel yağlar, balık, hayvansal gıda gibi besin değeri yüksek ürünler nezdinde eğilim göstermesine sebep olacaktır.
Nüfus Artışı
Özellikle tarımsal emtia tüketimi arttıran unsurun nüfus artışı olduğunu söylemek mümkündür. Buna, tahıl tüketim oranı düşüş gösteren ülkelerde de nüfus artışına bağlı olarak söz konusu oranların artacağı öngörüsünü destek olarak sunmak mümkündür.
Nüfus Yaş Aralığı
Yaşlı nüfus ile genç nüfus kapsamındaki gıda talepleri farklıdır. Yaşlı nüfusun fazla olduğu ülkelerde gıda ve tarımsal ürüne yönelik talep de fazladır. Bunun temel nedeni ise yaşlanmaya bağlı olarak bazı beslenme gerekliliklerinin ortaya çıkmasıdır.
Sağlık
Gıda ve sağlık arasındaki doğrudan bir ilişki vardır. Tarımsal ürün, sağlıklı ve doğal ürün ağırlıklı beslenen, paketlenmiş gıdalardan uzak duran bireylerin daha sağlıklı bir yaşam sürdükleri bilinmektedir. Bununla birlikte bazı sağlıksal problemlerin gıda tüketimini doğrudan etkilediğini, bunun ise tarımsal ürün ticareti üzerinde bir etkide bulunduğunu söylemek mümkündür.
Yaşam Kolaylığı
Özellikle yaşam tarzındaki değişimin gıda talebi üzerinde doğrudan bir etkisi vardır. Örneğin gıdaya erişimin kolay olması, talebin ve tüketimin de fazla olmasını beraberinde getirmektedir. Bu durumun tarımsal ürün ticareti üzerinde hem avantajlı hem de dezavantajlı bir etkisi mevcuttur. Avantajlı etkisi, “sağlıklı beslenmeyi” ilke edinen bireylerin sağlıklı gıdaya yönelik talebinin “kolay ulaşılabilir olma” sebebiyle artış göstermesidir. Dezavantajı ise gıdaya kolay ulaşabiliyor olmanın evde yemek yapımını olumsuz etkilemesi ve bireyleri hazır, paketlenmiş ve fastfood adı verilen gıdalara doğru itmesidir. İkinci durum ülkelerin tarımsal ürün ithalat ve ihracatı üzerinde doğrudan etkilidir.
Gıda Sektörüne Yönelik Güven
Tüketicilerin gıda zincirine karşı güveninin fazla olması, onları endişesiz tüketime itecektir. Aksi bir durumda ise tüketim oranı azalacak, bireyler karmaşık bir tedarik zincirinin kopuk halkası haline geleceklerdir.